-
1 peklik
1. تصلب [تَصَلُّب]Anlamı: pek olma durumu2. جمد [جَمْد]Anlamı: pek olma durumu3. صلابة [صَلَابَة]Anlamı: pek olma durumu4. صلادة [صَلَادَة]Anlamı: pek olma durumu5. صمل [صَمْل]Anlamı: pek olma durumu6. قبض [قَبْض]Anlamı: kabız olma durumu7. قسوة [قَسْوَة]Anlamı: pek olma durumu -
2 تصلب
Iتَصَلَّبَ1. sertleşmekAnlamı: sert bir durum almak, katılaşmak2. katılaşmakAnlamı: katı duruma gelmek3. pıhtılaşmakAnlamı: pıhtı durumuna gelmekIIتَصَلُّب1. katılaşmaAnlamı: katılaşmak işi2. skleroz3. katılıkAnlamı: katı olma durumu4. sertlikAnlamı: katı ve kırıcı olma5. peklikAnlamı: pek olma durumu -
3 جمد
IجَمَدbuzAnlamı: suyun donduktan sonra aldığı hâlIIجَمَدَ1. buzlanmakAnlamı: buz tutmak2. donmakجَمْد1. katılaşmaAnlamı: katılaşmak işi2. katılıkAnlamı: katı olma durumu3. peklikAnlamı: pek olma durumu4. sertlikAnlamı: katı ve kırıcı olmaIVجَمَّدَ1. güçlendirmekAnlamı: güçlü duruma getirmek2. sertleştirmekAnlamı: sert bir duruma getirmek3. buzlanmakAnlamı: buz tutmak -
4 صلابة
صَلَابَة1. katılaşmaAnlamı: katılaşmak işi2. inatAnlamı: bir konuda direnme3. katılıkAnlamı: katı olma durumu4. peklikAnlamı: pek olma durumu5. sertlikAnlamı: katı ve kırıcı olma -
5 صمل
صَمْل1. katılaşmaAnlamı: katılaşmak işi2. katılıkAnlamı: katı olma durumu3. sertlikAnlamı: katı ve kırıcı olma4. peklikAnlamı: pek olma durumu -
6 صلادة
صَلَادَة1. katılaşmaAnlamı: katılaşmak işi2. peklikAnlamı: pek olma durumu3. sertlikAnlamı: katı ve kırıcı olma -
7 قسوة
قَسْوَة1. cefaAnlamı: büyük sıkıntı, eziyet, üzgü2. acımasızlıkAnlamı: merhametsizlik, zulüm3. peklikAnlamı: pek olma durumu4. çapanoğluAnlamı: başa dert olacak durum -
8 حسن
IحَسَّنَbezemekAnlamı: süslemek, donatmakIIحَسَن1. keleşAnlamı: çok güzel, çok yakışıklı2. aynalıAnlamı: parlak yüzlü, yakışıklı, güzel3. âlâAnlamı: pek iyi4. iyiAnlamı: beğenilecek biçimde olan5. güzel6. kıyakAnlamı: benzerlerinden üstün olan, çok güzel7. ciciAnlamı: sevimli, hoşa giden, güzelحَسُنَaçılmakAnlamı: biraz iyiyleşmek ve ferahlamakIVحُسْن1. zariflikAnlamı: zarif davranış veya zarif olma durumu, incelik, zarafet2. güzellikAnlamı: coşku, hoşlanma duygusu uyandıran nitelik3. görkem -
9 إحساس
إِحْساس1. duyuAnlamı: insanların ve hayvanların dış dünyanın uyaranlarını görme, işitme, tatma ve algılama yeteneği2. duyumAnlamı: duyular aracılığıyla edinilen izlenmiş, ihsas3. kalpAnlamı: sevgi, gönül4. hassaslıkAnlamı: duygunluk, hassas olma durumu5. bulunçAnlamı: vicdan6. sansasyon7. kalpAnlamı: duygu, his8. duyguAnlamı: duyularla algılama, his9. duyarlıkAnlamı: duyum algılayabilme yeteneği -
10 خلجة
خَلْجَة1. silkintiAnlamı: ürkerek sıçrama2. sarsaklıkAnlamı: sarsak olma durumu3. duyuAnlamı: insanların ve hayvanların dış dünyanın uyaranlarını görme, işitme, tatma ve algılama yeteneği4. takınakAnlamı: bilince takılan korku ve düşünce5. sansasyon
См. также в других словарях:
cesurluk — is., ğu 1) Yüreklilik, gözü pek olma durumu Onlarda aradığımız vasıfların başlıcası cesurluk ve kahramanlık idi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Atılganlık … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözü peklik — is., ği Gözü pek olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
peklik — is., ği 1) Pek olma durumu 2) Kabız 3) Sağlamlık, dayanıklılık, direnç Birleşik Sözler gözü peklik Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller peklik çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bizdenlik — is., ği Bizden olma durumu Bunlar nasıl bir hâlli adamlar, pek bizdenlikleri kalmamış. T. Dursun K … Çağatay Osmanlı Sözlük
kakmacılık — is., ğı 1) Kakmacı olma durumu 2) Kakmacının işi ve sanatı Türklerde kakmacılık, pek ileri bir sanattı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurnazlık — is., ğı Kurnaz olma durumu veya kurnazca iş Ön tarafta bir yer bulup oturunca kurnazlığına pek sevindi. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kurnazlık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
maşalık — is., ğı 1) Başkasının pek de hoş olmayan, sakıncalı isteklerine, amaçlarına alet olma durumu 2) sf. Aşırı hırçınlık, yaramazlık yüzünden dayak yemeye aday (çocuk) Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller maşalık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
saftaronluk — is., ğu Saftaron olma durumu Bu benim hayrıma değil diye düşünmüştüm de pek kestirememiştim. Bir saftaronluğum var. N. Meriç … Çağatay Osmanlı Sözlük